Uyarı!

Bu blogda sinema, kitap ve müzik ile ilgili yazılar bulabileceğiniz gibi; deli saçması üretimlerimizle de karşılaşabilirsiniz.

Yazarlar

Twelve and Holding

2008/11/28


Michael Cuesta'nın bağımsız sinemaya armağanı Twelve and Holding yayınlandı Cnbc-e'de bu gece. Filmi izleme fırsatını çok kez kaçırmış olmama rağmen bu kez şansım yaver gitti..

Öncelikle uzun zamandır bu kadar iyi bir kurguyla karşılaşmadığımı belirtmek isterim. 2005 yapımı bu filmde kareler öyle güzel bir bütün oluşturmuş ki, çok çok ince bir konu olan ergenlik hakkında gayet etkili bir betimleme yapılmış..

Film talihsiz bir kaza sonucu erkek kardeşini kaybeden Jacob, obezite ile savaşmaya çalışan Leonard ve yaşının üzerinde hareketler sergileyen Malee üzerine kurulu. Ailelerin olayların içine katılmasında tamamen ustaca bir yol sergilenmiş.

Kardeşinin bulunduğu ağaç evini molotof kokteyli atmak suretiyle yakan ve kardeşini öldürenlerin çocuk yaşta peşine takılan Jacob gerçekten etkili bir ergenlik portresi sunuyor. Diğer yanda beden eğitimi öğretmeninin sağladığı motivasyonla çocuk yaştaki hiper mega kilolarından kurtulmaya çalışan ve bununla da kalmayıp ailesinin de etkisinde olduğu bu sorunun çözümünü onlara da aşılamaya çalışan Leonard ise belki de filmdeki en dikkat çekici kişilikti. Anne ve babası boşanmış olan ve bir psikiyatrist olan annesiyle yaşayan Malee ise annesinin hastalarından birine aşık olarak ve yaşından büyük hareketlerde bulunarak filmdeki havaya kara mizah katan kişilik.. Tüm bu karakterlere ek olarak aileleri de işin içine katınca aslına bakarsanız karmaşık görünen bir resim çıkıyor önümüze. Yönetmenin konuyu ele alış ve bölümleri dağıtış biçimi bu karmaşıklığın çözümünün yanı sıra belki de eşine zor raslanacak bir yapıta imza atılmasını sağlıyor...

Kısacası izlenilmesi gereken bir film. Tek bir kopukluk yaşatmadan içinde tutabiliyor insanı..

Osmanlı Cumhuriyeti

2008/11/26


Sokaktasınız ve deli gibi rüzgar esmektedir. Kapalı mekanlar krize rağmen kalabalık, akla sinema gelir. Seanslara bakıldığında Osmanlı Cumhuriyeti görülür ve diğer filmlerin en yakın seansının iki saat sonra olduğu farkedilince uzun süre düşünülerek ve kadrodan kaynaklanan bir tereddütle filme iki bilet alınır...

Sinema salonu 8-15 yaş grubundan oluşmakta ve pek fazla olmasa da +19 yaş da koltuklarında. Belli ki fragmanı gören -dışarıdaki havanın da etkisiyle- gelmiş. Neyse diyoruz en azından sıcak bir yer bulduk kendimize fırtanın da uçurmadığı...

Zilyon tane reklamın ardından ki içlerinden biri olan Dünyanın Durduğu Gün (vizyona giriş tarihi 12 Aralık) filmi fragmanı Osmanlı Cumhuriyeti'nden çok daha iyiydi nazarımda.

Beklentilerimizin yüksek olmaması sayesinde bu kadar nötr konuşabiliyorum film hakkında. Geçmiş ile gelecek harmanından çıkan "şey"in yiyecek olarak karşılığı bir tabağa ketçap ve mayonezi döküp karıştırarak kaşık kaşık yemektir. Filmdeki ortalama esprilerin hepsini fragmanda zaten sundukları ve mizah anlayışının argodan ibaret olduğu klasik bir "piyasa" filmi var önümüzde. Merak eden varsa tavsiyem aman, sakın. Ne biliyim VCD-DVD falan çıkınca ucundan kıyısından bir göz atarsınız merakınız da giderilmiş olur. Zaman kaybından da kurtulmuş olursunuz.

Hatırladığım üzere böyle bir gündü işte, rüzgarın üstüne bir de Osmanlı Cumhuriyeti yiyince insan afallıyor haliyle...

Eve Dönüş


Vizeler ve ardından arınma tatili derken arayı uzattık. Gayet başarılı bir ara sınav döneminin ardından kötü anacağımız eğitmenler yok değil, onlar da nazar boncuğu olsun. Neyse efendim, nerede kalmıştık?.

1881 - ...

2008/11/10


Vefatının üzerinden 70 yıl geçmiş, kuşaklar değişmiş, fikirler değişmemiş. Kişiler değişmiş, düşmanlar değişmemiş. Onlarca yıl geçmiş, gençler hiç değişmemiş... Ebedi şef ölümsüz, sadece istirahatte..

Zorunlu Ara


Bir süredir bu konu nedeniyle yazamıyordum, evet ara sınavlar geldi çattı. Kasım 22'ye kadar zorunlu bir ara veriyoruz...

Fatih Akın Filmleri Tv8'de

2008/11/04


Fatih Akın'ın üç filmi Kasım ayında Cumartesi akşamları tv8 ekranlarında olacak.

15 Kasım Cumartesi Fatih Akın'ın ilk büyük bütçeli filmi Solino.

22 Kasım Cumartesi Kısa ve Acısız

29 Kasım Cumartesi Im Juli

Benden Bu Kadar - As Good As It Gets


Sanırım Şampiyonlar Ligi maçlarını sabote etmek için olacak, 4 Kasım 2008 tv kanallarınca iyi filmlerle süslenmiş durumda. Bu kez Cnbc-e yapıyor hamlesini, Benden Bu Kadar'ı yayına alıyor.

1997 yapımı filmde Jack Nicholson döktürüyor. Kadroda Helen Hunt, Greg Kinnear ve Cuba Gooding Jr. gibi isimler var. Filmin en büyük şanssızlığı ise yayına girdiği dönemin Titanic ile aynı olması. Buna rağmen Oscar gecesinde Jack Nicholson'a en iyi erkek oyuncu, Helen Hunt'a da en iyi kadın oyuncu ödülünü getirdi. En iyi yardımcı erkek oyuncu (Greg Kinnear) dahil beş adaylık da cabası.

As Good As It Gets, 4 Kasım 2008 Salı gecesi 22.00'de Cnbc-e ekranlarında. Kaçıranlar için tekrarı ise aynı gece 02.15..

4:30


Singapurlu yönetmen Royston Tan'in yazıp yönettiği çok başarılı bir dram ekrana gelecek bu akşam.

Okulunun, büyük yalnızlığının içindeki tek anlam olduğu 11 yaşındaki Xiao ve 30lu yaşlardaki bir Korelinin dostluk ilişkilerinin konu alındığı bu film, bu akşam -4 Kasım 2008- saat 20.30'da tv8 ekranlarında olacak. Yalnızlık teması, film bittiğinde iliklerinize kadar işlemiş olacak emin olun. Yalnız olun veya olmayın içinize işleyecektir..

Kaçıranlar için aynı gece 00.30'da tekrar ekranlarda olacak.
*******
Bu arada tv8 bu hafta da filmlerde aşmış şekilde devam edecek. 6 Kasım Perşembe 22.30'da Norveçli yönetmen Pal Oie'nin Karanlık Orman filmi ekranlara gelecek. Ayrıca bu ay her Cumartesi akşamını Fatih Akın filmlerine ayıracaklar. Bu da ayrı bir post konusu olsun.

Rec

2008/11/03






Ülkemizde 14 Kasım 2008'de gösterime girecek, yönetmenliklerini Paco Plaza ve Jaume Balaguero'nun yaptığı bir İspanyol filminden bahsedeceğiz, Rec...



Yerel televizyon için "Siz Uyurken" adlı bir program yapan Angela ve kameramanı Pablo, bir gece itfaiyecilere konuk olarak, çalışma şekilleri hakkında röportajlar yapıp görüntü almak isterler. Gece gayet sorunsuz ilerlerken istasyona aniden gelen bir telefonla itfaiyeciler harekete geçer. Sürekli panik halinde ve hiç susmak bilmeyen Angela ile kameramanı da itfaiyecilerle birlikte olay yerine doğru yol alır. Verilen adrese ulaştıklarında, apartman sakinlerince üst katlardan sesler geldiği ve söz konusu seslerin kaynağı dairede tek başına yaşayan yaşlı bir kadının kaldığı bilgisini edinirler. Yukarı çıktıklarında karşılaştıkları şeyler asla doğmamış olmayı dilemelerine neden olacaktır. Bir çeşit hastalık nedeniyle kadın garip davranmakta ve ona yaklaşan ilk kişinin gırtlağını kopartmak suretiyle ısırmaktadır. Ardından salyayla bulaşarak yayıldığı anlaşılan bu hastalık kısa sürede binadakilere de yayılır. İspanyol yetkililer durumdan haberdardır ve bina karantinaya alınır, tüm çıkışlar engellenir, tek seçenek "ölmek"tir...


Filmin sonuna dek süren kaos ortamı boyunca kamera sürekli kayıttadır...


Bu film son yıllarda atağa geçen İspanyol yönetmenlerin hanesine bir artı daha ekliyor. Klişe nüanslara rağmen gerilimi artan bir şekilde hissediyorsunuz...