Uyarı!

Bu blogda sinema, kitap ve müzik ile ilgili yazılar bulabileceğiniz gibi; deli saçması üretimlerimizle de karşılaşabilirsiniz.

Yazarlar

Del Toro The Hobbit Projesinden Çekildi

2010/05/31


El Orfanato, El Laberinto del Fauno ve El Espinazo del Diablo filmleriyle tanıdığımız Guillermo del Toro, The Hobbit projesinin yönetmenliğinden çekildiğini açıkladı. Meksikalı isim projede senaryo kısmına katkıda bulunmaya devam edecek.

2009 yılında girdiği finansal krizden el değiştirerek çıkmayı başaran filmin yapım şirketi MGM'in yeni sahiplerinin The Hobbit projesinde tıkanan görüşmeleri rahatlatma yolunda pek çaba göstermemeleri nedeniyle, del Toro'nun kendi kararıyla yönetmenlik koltuğunu bir başka isme bıraktığı belirtiliyor. Vizyon tarihinin sürekli ertelenmesi ve Meksikalı yönetmenin çekimlerin yapılacağı Yeni Zelanda'da geçirmesi gereken zamanın sürekli uzaması nedeniyle üzerinde çalıştığı ve çalışacağı diğer projeler sekteye uğramaktaydı. Özellikle El Orfanato'nun Hollywood uyarlaması The Orphanage ile meşgul olan yönetmenin bu kararının ardından yapımcı Peter Jackson'ın yönetmen koltuğunu kiminle dolduracağı ya da bu derece belirsiz bir yapımı emanet edebileceği bir isim bulup bulamayacağı tam bir muamma.

İki film olarak vizyonda yerini alması beklenen projedeki aksaklıkların projeyi iptal noktasına götürmesi beklenmiyor.

*****

Scorpions Konser Biletleri Satışta!

2010/05/30


2 Ekim 2010 Scorpions Türkiye Konseri biletleri satışta. Maçka Küçükçiftlik Park'ın ev sahipliği yapacağı konserin sahne önü biletleri 200 TL, normal biletleri de 78 TL'den biletix gişelerinde satışa çıkmış durumda.

Geri dön, geri dön!

2010/05/27


Bir şekilde geri dönsün Lauren Cohan, diziyi yeniden çekin gerekirse ne biliyim.

Urban Bug'dan Yaz Dolusu Eğlence!

2010/05/18


Mail kutumuza düşen bir e-posta ile Urban Bug'ın yaz boyunca gerçekleştireceği etkinlikler hakkında bilgilendirildik. 20 etkinlikten söz ediliyor, dolu dolu eğlence de cabası. 29 Mayıs tarihinde start alacak etkinlikler Eylül ortasına dek sürecek. Urban Bug'ın yeni markası Urban Fetish giyim ve takı koleksiyonları da bu etkinliklerde tanıtılacak. Şimdi İlkay Türk tarafından bize yollanan mailin içeriğini sizlerle paylaşıyorum, böylece etkinlikler hakkında daha net bir fikir sahibi olabilirsiniz;

SUNDAZE by URBAN BUG

Gerçekleştirildiği 2002 yazında efsane haline gelen Sundaze by Urban Bug etkinlikleri, 2010 yazında yineleniyor. 2010 yazında Pazar günleri gerçekleşecek Sundaze by Urban Bug etkinlikleri; katılımcılarına keyifli ve sıcak saatler yaşatacak.

MENTHA BOAT by URBAN BUG

Geçen sene gerçekleştirilen ve adından çokça bahsedilen Mentha Boat partileri 2010 yazında Urban Bug’ında katkılarıyla çok daha eğlenceli bir etkinliğe dönüşecek. Mentha Boat by Urban Bug etkinlikleri; Pazar günleri, 150 kişilik teknede katılımcılarını denize, müziğe ve eğlenceye doyuracak.

FERAYE BOAT by URBAN BUG

Feraye Boat by Urban Bug etkinlikleri; Cumartesi günleri, 200 kişilik kapalı salonu ve 100 kişilik terası olan teknede, Feraye’nin leziz yemekleri ve seçkin müziğiyle katılımcılarına harika geceler yaşatacak.

Urban Bug 2010 Summer projesi, gerçekleştirilen eventlerin ardından Eylül ayında düzenlenecek olan özel parti ile sonlanacak. Şehir böcekleri 2010 yazında eğlenceye doyacak!

www.urbanbug.org
www.feraye.net

http://www.friendfeed.com/urbanbugoffical

http://www.twitter.com/urbanbugoffical

http://www.myspace.com/urban_bug



FERAYE BOAT by URBAN BUG VOL.1 / SELİM SESLER

İlk tekne kalkıyor!

29 Mayıs Cumartesi akşamı 19:30’da misafirlerimize düzenleyeceğimiz karşılama kokteylinin ardından, 20:00’da Arnavutköy’den ve 20:30’da Beylerbeyi’nden kalkış yapacak, 200 kişilik kapalı salonu ve 100 kişilik terası olan teknede, Feraye’nin leziz yemekleri ve Selim Sesler’in sahne performansıyla başlıyor! “Ah o gemide ben de olsaydım!” diyerek hayıflanmamak için, vakit kaybetmeden rezervasyonunuzu yaptırmanızı tavsiye ediyoruz.

Selim Sesler, The Guardian gazetesinin klarnetin Coltrane'i başlığı altında sayfalarına taşıdığı ve yaşayan en büyük klarnetçilerden biri olarak kabul ediliyor. Anadolu'nun geleneksel düğün müziklerini ve klarnetin hüznünü, coşkulu sesiyle harmanlıyor. Fatih Akın'ın Duvara Karşı ve İstanbul Hatırası filmlerinde müzikleri yer almaktadır. Feraye Restoranda sergilediği performanslarla da ciddi bir hayran kitlesi edinen Seslim Sesler, 29 Mayıs Cumartesi gecesi sizlere unutamayacağınız bir gece yaşatacak.

KALKIŞ NOKTALARI

20:00 Arnavutköy Çamlıbahçe İETT durağı arkası

20:30 Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü karşısı

Etkinlik ile ilgili tüm detaylara (fiyat, menu vs.) aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz;

http://www.portal.urbanbug.org/ub_music/846.html

REZERVASYON

Feraye Restoran : 0212 244 74 72

Urban Bug : 0212 230 01 59

Erdin Soyak : 0530 201 65 95

Can Tayfun : 0541 344 40 00

www.urbanbug.org

www.feraye.net

www.selimsesler.com


Supernatural'dan Kusursuz Sezon Finali

2010/05/15


Uzun bekleyişin ilk günüdür bugün. Resmi açıklama gelmemiş olsa, altıncı sezonun çekileceğini bilmiyor olsak hani gerçekten dizi kendine yakışan bir final yaptı diyebilirdik...

Her şeyiyle kusursuz bir bölümle sezon finalini yaptı Supernatural. Hikayenin şu ana kadar havada kalan pek çok noktası sonlandırıldı, Tanrı ve gelecek sezon hakkında çok çok küçük ipuçlarıyla da bir parmak bal çalındı izleyicinin ağzına. Senaryoda değişiklik çok; başmeleklerden biri haline gelen Castiel, kadim kafese kapatılmış Lucifer(?) ve Michael, Sam'e verdiği söz üzerine Lisa'ya dönen Dean, avlayacak pek kötülük kalmadığından tüfeğini geyiklere doğrultan Bobby... Altıncı sezondaki hikaye tam bir muamma. Bazı fikirlerimiz var tabii ki, bunları da diziye verilmiş uzun ara boyunca serpiştireceğiz bloga.

Hazır aklımdayken yazmadan da geçmiyim, Stull Cemetery detayı enfesti. Altyazılı olarak izleyen kişiler Kojiro'nun boneyard kelimesini araba mezarlığı olarak çevirmesinden dolayı o noktayı kaçırabilirler. Lucifer ve Michael'in son savaşının yapılacağı alan olarak seçilen Stull Cemetery, aslında Amerika'nın yerel efsanelerinden en önemlisi, daha doğrusu en fazla inanılır olanı. Stull Cemetery'den bahsetmek gerekirse, Kansas'da bulunan bir kilise dahilindeki mezarlık diyerek başlayalım. Bu mezarlık ve yakınındaki terk edilmiş kilise, dünya çapında doğa üstü olayları araştıran kişiler tarafından dünyada bulunan cehennem kapılarından birisi. Dünyada yedi cehennem kapısı olduğuna inanılıyor daha doğrusu şimdiye dek yedi kapı "keşfedilmiş" durumda. Bir mekanın cehennem kapısı olduğuna inanılmasını sağlayan en önemli detay, witchcraft ve necromancy çalışmalarında alınan başarılı sonuçlar. Cehennem kapısı olarak nitelenen bölgelerde kötü büyüler ve ölülerle iletişim konularında kesin denebilecek sonuçlara ulaşılıyor. Tabii ki tüm bunlar söylenti :)

Yazının ana noktası olan diziye dönersek, sezon finalindeki sürprizler sadece senaryo noktasında gerçekleşmedi. Görsel olarak da harika iş çıkarılmış bir bölümdü kesinlikle. En etkileyici bölüm ise Lucifer kontrolündeki Sam'in Dean'i yumruklarken arabanın küllüğünden yansıyan kurşun asker ve sonrasında rüzgar efekti eşliğinde verilen flashback sahnesiydi.

Gayet başarılı bir şekilde süregelen beşinci sezon da bu şekilde noktalandı. Chuck ya yukarı çekildi ya artık prophet görevini tamamladı ya da... hayır bu ihtimali ben hiç düşünmüyorum. Her detayı gizli halde veren yapımcılar Tanrı'yı ortaya çıkarmakta bu kadar erken davranmayacaklardır. Altıncı sezon ortası belki diyorum ben. Son anda geri dönen veya döndürülen kişinin de Sam olduğuna o kadar emin olmayın diyerek bitiriyorum.

Altıncı sezon öncesi ortalığa salınan en net dedikoduyu da paylaşırsak, Tanrı'nın peşindeki Death...

Şöyle Oldu Böyle Oldu - 13

2010/05/12


Uzun zamandır yazmadık bu seriye. Zamanı gelmişti, neler olup bitiyor biraz karalayalım...

Mart ayı sonundan bu yana yurdum bürokrasisi ile iç içe yaşamaktayım, hem de her gün. Bir belgeyi kaç yere imzalatmanız gerektiğini tahmin bile edemezsiniz. Gözünüze çok ciddi ve olmazsa olmaz görünen bir evrak tek kürsüde imzalanırken; saçma salak bir belge için otuz yere imzaya koşuyorsunuz. Peki bu imza, belge, evrak nereden çıktı bunlar diyorsunuz duyuyorum; Erasmus olayına bulaştım sayın okur. Eylül ayında selametle der giderim...

Süreç başlangıcında önemli olan noktalardan ülke seçimi esnasında yapılan derin araştırmalar sonucunda kazanan İspanya oldu. Zaten üç tercih yapmıştım, Bilbao, San Sebastian ya da Lizbon. Bunlar olmazsa bana bir daha gelmeyin, başka yeri istemiyorum diyerek rengimi de belli ettim tabii ki. İlk ikisi aynı üniversitenin farklı kampüsleri olduklarından birine kabul edildiğimizde diğerine de kabul edilmiş sayıldık. Puanımızın katkısıyla okyanusun kıyısındaki cennet köşesi San Sebastian'dan bir yer kaptık. Yazının fotoğrafı da bu güzide Bask şehrimizden bir görüntüdür. Muhtemelen 10 ay civarı misafiri olacağım San Sebastian'ın, döndüğümde de okul bitmiş olacak ve en büyük asker bizim asker =)

Konser olaylarına hiç girmiyorum, her geçen yıl bir öncekini ikiyle üçle çarpar hale geldik. Ac/Dc ve Iron Maiden da getirildiğinde olay bitmiş, Türk seyircisinin kayışı iyiden iyiye kopmuş olacak. Arada bir Interpol de fena olmaz diyorum ben, yeni albüm de gelirken bir festivalde araya sıkıştırılabiliyorsa çok çok iyi olur.

Bu arada Fenerbahçe'ye değinmeden de olmaz, her branşta şampiyon olunur mu arkadaşım, ne yapıyorsunuz siz?

Eskişehir çok sıcak. Hani tamam mevsim normalleri falan bunları geçtim de çok sıcak öyle böyle değil. İşin enteresan yanı gündüz ve gece arasındaki sıcaklık farkı da halen mevcut, gece 4 olunca "yorganı nereye koymuştuk ya" diye gezebiliyorsunuz evin içinde. Hal böyle olunca gece dışarı çıkarken çok dikkatli olunmalı, diyoruz ama kendimiz dikkat ediyor muyuz acep? Hayır, Yasemin Mori konserinin gecesi şifayı kapmış ve hatırladığım kadarıyla çocukluğumdan beri ilk defa bir hastalığı bu kadar uzun yaşamışımdır. Abartısız bir hafta aynı şiddette öksürdüm. Bir ara çıkarıp alıyım dedim boğazı da teknik olarak mümkün değil işte...

Neyse sevgili okurlar... Dicle ve ben bu yıl kafa kaşıyacak zaman bulamıyoruz desek yalan söylemiş olmayız. Etkinlik haberlerini anında ve genelde pek çok yerden önce geçiyoruz yine de, serilerde problem var o da okullar hafifleyince hallolacaktır. Bir dahaki Şöyle Oldu Böyle Oldu yazımıza dek kendinize dikkat edin, üşütmeyin.

Masstival 2010 - Açıklanan İsimler #1

2010/05/04


Masstival 2010 duyurusunu dicle yaptı, az önce de sahne alacak isimlerden bazılarını öğrendik. Kanadalı gypsy jazz grubu The Lost Fingers ve Yann Tiersen, sahne alması kesinleşen ilk isimler. Açıklamalar geldikçe yeni yazılarla destekleriz.

Masstival 2010, Tarihler Belli Oldu


Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilecek olan MASSTIVAL, 10-11 Temmuz tarihlerinde. Henüz mekan & grup & fiyat konularında bilgi yok.

Yavaş Gel, Saçın Başın Dağılmasın


Bir kanun değişikliğiyle Efes Pilsen Spor Kulübü kapatılacakmış yani, hı? Yavaş, sakin...