Uyarı!

Bu blogda sinema, kitap ve müzik ile ilgili yazılar bulabileceğiniz gibi; deli saçması üretimlerimizle de karşılaşabilirsiniz.

Yazarlar

İstiridye Çocuğun Hüzünlü Ölümü

2008/05/29

Orjinal baskısını okurken dilimize çevrildiğinde aynı güzellikte olamayabileceğini düşünürdüm The Melancholy Death of Oyster Boy kitabının.. Altıkırkbeş Yayınları'ndan çıkan Artemis Günebakanlı'nın çevirisini okuyunca düşüncemin boşa olduğunu farkettim. Kahramanlarla arası pek iyi olmayan Tim Burton havasını da gayet güzel vermiş çeviren kişi..


Daha önce de aslı kadar başarılı bir çeviriden bahsetmiştik. Bu aksi Tim Burton kitabını da en iyi çeviriler listesine alabiliriz sanıyorum..

Lilja 4-ever

2008/05/27


İsveçli yönetmen Lukas Moodysson'ın yazıp yönettiği Lilja 4-ever, katıldığı festivallerden topladığı ödüllerle birlikte gençliğin gözde filmlerinden biri haline gelmişti. 2002 yapımı filmde yoksul kızın gideceğim buralardan tandanslı, Türk filmi tadında hayatına tanık olmuştuk..

Rusya'daki sefil yaşamının yanında bir de annesinin sevgilisiyle birlikte Amerika'ya kaçmasıyla iyice yalnız kalan 16 yaşındaki Lilja ve tek arkadaşı 11 yaşındaki Volodya başka ülkelere gitmenin hayallerini kurarlar. Hayallerin bazen ne kadar acıtıcı olduğunu ise yaşadıkça anlayacaklardır..

Film bu akşam 21.30'da Kanal 24'de gösterilecek. İzleyemeyenler zaman doldurmak için göz atabilir. Çok fazla şey beklemeden...
*****
Ekleme : Orijinal dili Rusça olan ve Türkçe altyazılı olarak yayınladıkları bir filmde, altyazının geçtiği tüm alanı kapsayacak şekilde reklam geçen zihniyeti tebrik ediyorum..

Haftanın Beşlisi

2008/05/25


*Filmlerden başlayalım ve Gorillas in the Mist : The Story of Dian Fossey'i listemize alalım.

*Natalie Portman hatrına Goya'nın Hayaletleri'ne tekrar göz atılabilir. Yoksa sadece sonunu mu izlesek..

*Umut Sarıkaya, Yiğit Özgür ve Uğur Gürsoy. Evrensel küme olarak Uykusuz..

*Pearl Jam ve Karapaks.

*Fenerbahçe Ülker - Türk Telekom, Beko Basketbol Ligi Final Serisi..

KALfest08

2008/05/23


Moonspell, Pentagram, Malt, Özge Fışkın.. Kadıköy Anadolu Lisesi'nin geleneksel hale getirdiği gençlik festivalinin onuncu yılı için seçilmiş isimler. Evet, bir lise bu isimleri getirebilen.. Sadece müzik de değil, 6000 m² açık alanda oyunlar, özel gösteriler vs ile tam bir festival havası yaratılıyor, mekan ise Kadıköy Maarif kampüsü..

6 Haziran 2008 öğle saatlerinden gece yarısına kadar sürecek olan festivalin bilet fiyatları 33,5 YTL, doğal olarak 18 yaş sınırı da yok. Daha detaylı bilgi almak için,

*************
Bu arada etkinlik patlamış sanırım :) Moonspell konseri gerçekleşmemiş.

Zorunlu Ara

2008/05/22


Bir süredir sağlık nedenleriyle yazamıyorum arkadaşlar. Biriken küçük parçalar voltranı oluşturdu ve biraz belimi büktü diyelim. Arada dost bloglara attığım yorumlar ve bu blogda kabul ettiğim yorumlar dışında ortama pek katkıda bulunamıyorum haliyle. Bu durumun en kısa sürede düzelmesini umarak noktayı koyuyorum ancak şu geçen sürede gayet iyi kavradığım bir durum var ki, kendinize dikkat edin..

Haftanın Beşlisi

2008/05/18


*Bol March of Mephisto'lu bir Kamelot haftası..

*Fernando Leon de Aranoa'dan Los Lunes Al Sol..

*Altan Deliorman'ın yazdığı "Atatürk'ün Hayatındaki Kadınlar" kitabı. Atamızın gençlik yıllarından yaşamının son anına kadar çevresinde bulunan; sevdiği, bağlandığı, yetişme ve eğitimlerinde etkili olduğu kadınların portreleri..

*Uykusuz dergisi..

*Misfits

Glenn Danzig

2008/05/16


En sevilen beş vokal tek nefeste sayılsa muhakkak adı geçecek biri Glenn Danzig. Zaten karanlık olan şarkılarına kattığı havayla, istisnasız her saniyede "ben buradayım" diyor..
" She slides
Down inside your skin
In time
She will make you scream
She's death
In a ghoul white dress
She rides
In the night of your mind "

One Flew Over the Cuckoo's Nest

2008/05/15


Jack Nicholson'ın, göründüğü tüm sahnelerde oyunculuk dersi verdiği, Louise Fletcher'ın kendine hayran bıraktığı 1975 yapımı 5 Oscarlı film, ülkemizde "Guguk Kuşu" adıyla gösterilmişti. Geçtiğimiz aylarda şifresiz bir kanal da filmi yayınlayarak hafızalarımızı tazelemişti.

Film bir kitap uyarlaması.. Akıl hastası olmadığı halde hapishaneden akıl hastanesine nakledilen, sistemin çıldırttığı, kendi içinde çok fazla gel-git yaşayan bir adamın liderlik özelliği sayesinde hastanedeki ortamı nasıl değiştirdiğine tanık oluyoruz.. Filmin senaryolaştırıldığı kitabı okuyanlar, film ve kitabın çeliştiği noktalar olduğundan bahsediyorlar, kitabı okumadığım için bu konuda pek bir şey söyleyemeyeceğim ancak fikir edinebildiğim bir nokta var ki sadece kitabı okuyanlar ve sadece filmi izleyenlerin birleştiği bir düşünce var; çok güzel olduğu. Öyledir ki yıllar sonra aklınıza gelebilecek pek çok sahne barındırır içinde.

Söz konusu filmin Türkiye'de yayınlandığı tarih olan 1981'de varlığı söz konusu bile olmayan bendeniz filmi izledikten sonra nasıl bu kadar güzel olabiliyor ve neden bitiyor diye kendimi yediğimi hatırlarım liseye yeni başlamış halimle.. Jack Nicholson'ın spikerliği halen gelir aklıma, As Good as It Gets filmindeki "shut up kids!" mottosu ile birlikte Jack Nicholson lafı geçtiğinde flashback yaşatır daimi..
Bu filmi edinmek lazım, arşivleyip çoluk çocuk için saklamak lazım..

Yaşanmamış Yıllar

2008/05/13


Ben beni kendi içimde
Bilmem arasam bulur muyum
Yaşanmamış genç yıllarımı
ve sebebini suskunluğumun

Buluşsam orada kendimle
Ve yaratsam ellerimle
Küçük bir sırça köşk misali
Dostlarımla benim evrenimde

Boş yere değil yok inanmam
Koşarım yine ardından
Bulsam da olur bulmasam da
Bu ümit beni bil yaşatan

Cesaretim olur o zaman
Düşünmeye içtenlikle
Açık seçik ve hiç korkmadan
Sonuna dek dürüst ve sevgiyle

Boş yere değil yok inanmam
Koşarım yine ardından
Bulsam da olur bulmasam da
Bu ümit beni bil yaşatan

Anneler Günü

2008/05/11


Haftanın Beşlisi


*Maxime Chattam kitaplarından devam ediyoruz.
*Jefferson Airplane'i yeniden keşfetmek için zaman yaratmak lazım..
*Uykusuz için yine hafta ortası beklenmekte..
*Moonlight Mile
*Nouvelle Vague ne kadar tatlı şarkılar yapmış meğer..

Wir Sind Helden

2008/05/09


Kahramanlarımız vokalde dünyalar tatlısı Judith Holofernes, davullarda Pola Roy, gitarda Jean-Michel Tourette ve Mark Tavassol.. Wir Sind Helden, 2002 yılından beri sıkılmadan dinlediğimiz gruplardan biri olarak saygıyı hak ediyor. Von Hier an Blind, Müssen nur Vollen, Gekommen um zu Bleiben ve Denkmal gibi gerçekten çok güzel şarkıların yanı sıra çizgilerini koruyarak bugüne kadar gelen grup, sağlam bir fan kitlesi de edinmiş durumda. Yakın zamanda Türkiye'ye uğramalarını dileyerek aracılık yapalım;

Siddharta

2008/05/07


Napoj, Klinik ve Platina (remix hali igrenctir) gibi saheserlerin yaraticilari, techno ve power arasında gidip gelen bir grup Siddharta.

Sloven grup daha çok MTV Rock Chart'ın jenerik müziği olarak da kullanılan My Dice ile bilinmekte fakat çok daha fazlasına sahipler. Kimi zaman vokalin gereğinden fazla ön planda olduğu gerçeğini saymazsak şarkılarında enstrüman çeşitliliğini gayet iyi kullanıyorlar. Sözlerden pek birşey anlayamıyoruz fakat çoğu şarkının İngilizce versiyonu da mevcut, bu tarz güzellikler de yapabiliyorlar. Grubu ilk kez dinleyeceklere iki link verip yazıyı noktalayalım..

****


Haftanın Beşlisi

2008/05/04


*Yana yakıla arayıp da bulduğum ve tekrar izleyeceğim Lorenzo'nun Yağı filmi başı çekiyor.

*Saçma diye nitelendirdiğim Maxime Chattam kitaplarına tekrar göz atmak için arkadaşlara söz verdim. Tutabilirim umarım..

*6-9 Mayıs tarihleri arasında şenlikler var, bir aksilik olmazsa katılıyoruz.

*Çarşamba günleri yayınlanan Uykusuz'u artık sadece Uğur Gürsoy, Umut Sarıkaya ve Yiğit Özgür için almıyoruz. Cihan Ceylan da işin içinde bundan sonra..

*Echo and the Bunnymen etksinden kurtulalı pek uzun zaman olmamıştı lakin tekrar kulaklarda..

Die Toten Hosen


1982 yılında kurulan ve şahane çocuk -artık yaşlansa da- Campino'yu tanımamıza vesile olan bir grup Die Toten Hosen. Alman punk rock grubu, Die Aerzte ile birlikte Orta Avrupa'da tozu dumana katarken, 1994 yılında Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'na da uğrayarak; özgürlük, aykırılık ve sınırlı bir umursamazlık içeren şarkılarını seslendirmişlerdi.

1982 yılından bu yana singlelar da dahil olmak üzere tam 26 album çıkarmış olan bir gruptan bahsediyoruz. Unplugged çalışmaları ise başlı başına bir şaheser. Bir a Clockwork Orange yansıması olan Hier Kommt Alex ve Alles aus Liebe grubun en çok sevilen şarkıları. Zehn Kleine Jägermeister ve Wünsch dir Was ise benim favorilerim. Hüzün de verebiliyorlar, Oktoberfest'e marş olan bir şarkı da yapabiliyorlar, kelime anlamları gibi değil, canlı ve baskın bir şekilde varlıklarını sürdürüyorlar..
***********

Şöyle oldu, böyle oldu..

Bir süredir yoğunluktan dolayı bloga pek yazı giremiyorum. Hatta ayarlanması gereken bazı şeyleri de epeydir sallıyorum yarın yarın diye. Yoğunluğa eklenen, boş zamanlarda tembelleşme durumu da olayı zorlaştırmıyor değil hani. Bu karmaşa sanırım bir süre daha devam edecek fakat bu hiç yazı giremeyeceğim anlamına gelmiyor. Ardından film ve müzik grupları ile ilgili yazılarla biraz daha hızlı başlamayı düşünüyorum, istediğiniz veya merak ettiğiniz bir film ya da müzik grubunu da mail yoluyla veya yorumlara ekleyerek belirtebilirsiniz. Bildiğim kadarıyla karalamaya çalışırım.

Yorumlara mümkün olduğunca karışmamak istiyorum fakat satır satır güzel şeyler yazsanız da sonuna küfür sıkıştırdığınızda veya polemik yaratmaya çalıştığınızda olmuyor, o tüm yazıları siliyor benim için. Eminim ki bu blogu takip eden -sayıları az fakat katkıları büyük olan- kişiler de bu yönde düşünüyor.

Die Toten Hosen konusunda birden fazla mail geldiği için (aslına bakarsanız iki), bu boş anımda grup hakkında bildiklerimi yazmam gerektiğini düşündüm. Anlayışınız için tekrar teşekkürler..