Uyarı!

Bu blogda sinema, kitap ve müzik ile ilgili yazılar bulabileceğiniz gibi; deli saçması üretimlerimizle de karşılaşabilirsiniz.

Yazarlar

Yol Arkadaşları - 10

2009/08/30


Dizinin 10. yazısına geldik ve bu kez tek bir grup üzerine yapacağız listemizi, Faith No More.

Spotify çalma listesi için tıklayın.

1- Be Aggressive
2- Epic
3- War Pigs
4- Introduce Yourself
5- From Out of Nowhere
6- King For a Day
7- I Started a Joke
8- Zombie Eaters
9- As The Worm Turns
10- Ashes to Ashes

Şöyle Oldu Böyle Oldu - 11

2009/08/29


Eskişehir zamanı çok yaklaştı. Sadece bir yılımın geçtiği bu acaip ötesi yeri ne kadar özlediğimi anlatamam. Çok garip gerçekten. Havasından mı suyundan mı anlayamadım.

Bu arada trenle iş makinasının çarpışabildiği bir ülkede yaşıyoruz biliyorsunuz di mi? Her gece sağ salim evimize girebilmemiz şans eseri bu ülkede yemin ederim.

Ramazan geldi, pide ve hamur işine yüklenip kilo almayalım diyoruz ama bu ne arkadaşım yok mu bir çaresi? Nereye gözümüzü çevirsek bir şeyi canımız çekiyor. İyi ki kadın olmamışım diyorum her seferinde. Sabır, evet.

Yasemin Mori'nin yeni klibi yayınlandı birkaç gün önce, Mutsuz Punk şarkısına çekilmiş. Klibi beğendiğimi söyleyemem ama şarkı başladığı an klibi göz görmüyor zaten. Hayvanlar albümü Yasemin Mori'den sonraki albümler için beklentileri zirveye taşıyor. Yeteneğiyle üstesinden gelecektir muhtemelen.

Yazmamız gerekenler birikti, mass-post yapılabilir bir ara. Çok boşladık blogu.

Supernatural'ın beşinci sezon premieri için son 12 gün, Sam'e de beyazlar fena yakışmış ama çevresi kötü işte.

Sınavlara hazırlık denen kronik rahatsızlığa Öss ile giriş yaptı kardeşim. Bu çocuklara sabahtan akşama kadar kitap başında olmalarını gerektirecek kadar ödev veren dershaneleri ne yapmalı bilmiyorum. Fantastik rehberlik öğretmenleri de boş konuşmalara başladılar tabi, genelleme yapmayalım yine de, iyiler de var muhakkak aralarında. "Ben sana orayı yazdırmam ki" ne demek ya? Hedefi için çalışacak ve puanı alıcak, sen de yazdırmıycaksın, tabi...

Üniversitelerin açılışı bayramdan sonraya kaldığına hep katılmak istediğim bir aktiviteye koşacağım, veli toplantısı! Hep merak etmişimdir neler konuşulur, dedikodu falan da yapıyorlarmış sanırım, küçük tadellelerden de veriyolardır belki. Bir uğramak lazım. Bakalım kimin eli kimin cebindeymiş okullarda. Hem yeni insanlar falan...

Şu aralar gazetelerdeki köşe yazarları sanki yemin etmiş, akıl mantık sınırları dahilinde yazı yazmayacağız diyorlar, iyi ki varsın Ruşen Çakır, sayende bir tane de olsa köşe yazarını takip edebilmek için zorluyoruz kendimizi.

Öykü-Berk kardeşlerden ses yok, elleşmeyin uyusunlar, n'olur. Hande Yener de yok bak hazır. Biraz kafamızı dinleyelim.

Gelecekten pek çok beklentimiz olabilir; iyi bir iş, güzel bir aile kurmak, sağlık vs. fakat gerçek anlamda tek arzum İskoçya'yı boydan boya (pek uzun sürmese de) gezebilmek. Bunu gerçekleştirecek vakit veya fırsatı bulamadan ölürsem eğer, tabutumda ters dönerim, ciddiyim. Kayıtlara geçmesi açısından söyledim. Sonra bu ne diye sormayın.

Şekil ve yazı düzeni gözetmediğimiz bir şöyle oldu böyle oldu yazımızın daha sonuna geldik. 11 olmuş, daha gider bu.

Yaz Aksiyonları #2 - Sarhoş Taşıma Sanatı

2009/08/18


Yaz aksiyonları serimizin ikinci yazısında sıra, sarhoş taşıma sanatı. Sarhoş taşıma sporu da diyebiliriz aslında. Spordan öte bir de dil dökme var tabi işin içinde...


Akşam yemeğinden kalkılır, o vakte kadar dostlar haberleşmiş ve gecenin durakları belirlenmiştir. Yemeğin rehavetiyle 15-20 dakika kestirdikten sonra hazırlanıp atarsınız kendinizi dışarı. Anlaşılan saat ve mekanda buluşulur, hareketlenilir. Mekana vardığınızda siparişler dökülür ağızlardan, genellikle herkes ilk cümle kimden ne şekilde çıkacak bekler, bir 50'lik sözünü pek çok 50'lik siparişi takip ederken ilk söz dark olursa birden darka döner masa. Vodka, biraver, birahi, rakı, soda, meyve suyu vs. gelir bazen, onlar da masanın nazar boncukları olur aralarda sırıtarak. İlk yudumlarda sorun yoktur fakat gece ilerledikçe bazılarının ayarı hafiften kaçmaya başlar; çok konuşmak, gözlerin kısılması ve dalıp gitmek ilk belirtilerken ardından gelen sebepsiz gülmeler hangi yola girildiğini belli eder diğer arkadaşlar için, sarhoş taşıma sanatı.


Sahile sahip yerlerde bir ritüel olan kumsalda alkolle devam edilir (gitar yok bu arada, elimizden kaza çıkmasın). Pilot sayısı artmaya başlamışken, taşıyıcı sayısı ivedilikle azalmaktadır. Sarhoş idare etme sanatı girer burda devreye; "hıhı, haklısın, bence de, o kaybeder" gibi söz öbekleri yetişir yardıma, "olur öyle" ise en büyük kaçar yapma cümlesidir genelde, kim bulduysa sağolsun. Sarhoş idare etme sanatında ustalaşmaya başlamışken güneş doğar ve asıl hengame başlar, evlere nasıl gidilecektir? Kollara girilir ve yürümelerine yardım edilir, çevrede sadece köpekler kalmıştır size bakarak "cık cık" diyebilecek, onlar da genelde havlayarak rahatsızlıklarını belli ederler zaten. Kumsaldan sarhoş taşıma aksiyonu başlamıştır, kimisi dut yemiş bülbül gibi sessizken kimisinin çenesi düşmüş, kimisi başkalarına asılmakla meşguldür. En zoru ise kusmaya meyilli olan kişileri taşımaktır, gazını çıkartmak için kucağınıza aldığınız bir bebeğin üstünüze kusması kadar bilinçsizce yapacaktır taşıdığınız kişi bu eylemi, kızmak bir yana şefkat gösterirsiniz (kişiyi kenara atanlar da olabiliyor tabi). Bir çeşit sabır testidir aslında o gece alkolden etkilenmemiş kişiler için bu olaylar. Neyse, yarın normale dönecekler diyerek bırakırsınız evlerine, bir gece daha son bulmuştur, iyi başlayan ve kötü sonlanan bir gece daha...

10 Eylül 2009, Başlıyoruz...

2009/08/11


Supernatural'ın 5. sezon ilk bölümünün yayın tarihi belli oldu, 10 Eylül 2009.

FNM Konseri Detaylar

2009/08/06



Biletler bir süre için 67 liradan satılacak, konser günü yaklaştıkça artacaktır fiyat. Sahne önü ise 99 lira. Mekan Maçka Küçükçiftlik Park. Alt gruplar Kurban ve Nekropsi.

Yasemin Mori, Epic!

2009/08/01


Çok geç kaldık aslında Yasemin Mori hakkında yazmakta, biraz da üzerinden zaman geçmesini bekledik ki o başlardaki çarpıcı etkisi devamlı mıdır görelim...

Hayvanlar adlı ilk albümden bahsedelim. Dokuz parçadan ibaret ve son yılların en iyi albümlerinden biri kesinlikle. Öne çıkan parçaları Konuşmak, N'olur N'olur N'olur, Aslında Bir Konu Var, Kuzgun, Arjantin ve Mutsuz Punk olarak sıralayabiliriz. Tek nefeste dokuz şarkının altısını sıraladık dikkat ettiyseniz. Böyle bir albüm işte, tek bir kötü şarkı yok. Hatta Konuşmak adlı bir "eser" var ki, tekrar tekrar dinlemekten kesinlikle kaçınılmalı. İtiraf etmem gerekir ki Mavi Duvarın ardından beni en çok vuran yerli şarkı oldu şu güne kadar. Mutsuz Punk keza öyle. N'olur n'olur n'olur ise sabahtan akşama kadar mırıldanılıyor ister istemez. Arjantin ve Kuzgun'u muhakkak bir yerlerde duymuşssunuzdur, sabit durmaya çalıştıkça elleriniz kollarınız hareket ediyor, durdurulamaz etkileri.

Tüm bunlarla sınırlı değil vaadettikleri, Rock'n Roll ve indie arası gidip gelen sound ilk şarkıdan itibaren alıştırıyor sizi kendine, albüm ikinciye döndüğünde ise çoktan aşık oluyorsunuz Yasemin Mori'nin yeteneğine. Daha nice albümler bekliyoruz kendisinden, böyle birine gerçekten ihtiyacı vardı "piyasa"nın.