Uyarı!

Bu blogda sinema, kitap ve müzik ile ilgili yazılar bulabileceğiniz gibi; deli saçması üretimlerimizle de karşılaşabilirsiniz.

Yazarlar

Supernatural, Sezonu Yarılarken...

2010/01/31




Perşembe gecesi yayınlanan 05x12'nin ardından sezonu yarılamış bulunuyoruz. Dizinin temelini oluşturan değişik kültürlere ait efsaneler ve kıyamet günü hazırlıkları arasındaki paslaşmalarla geçmekte olan beşinci sezon, ikinci yarısıyla da bu dengeyi koruyacak gibi görünüyor çünkü Lucifer ile mücadele sanıyorum altıncı sezona da sarkacak. Yeni sezonun kesinleşmesi üzerine beşinci sezon gidişatında değişiklikler olacağı çok çok yüksek bir ihtimal.

Pek çok etnik kökende dilden dile dolaşan efsaneleri izledik dizide, doğu taraflarının cinlerinden kızılderililerin Wendigo'suna kadar pek çok yaratık efsanesi görüntüye döküldü. En az 37 bölüm daha izleyeceğimizi göz önüne alırsak bu efsanelerden çokça göreceğimizi tahmin edebiliyorsunuzdur, senaristlerin elinde sonsuz bir kaynak var bu konuda. Biraz Afrika kıyılarına uğrasalar tek başına iki sezonluk malzeme zaten oradan çıkar.

Şimdi de kesinleşen altıncı sezon kararının beşinci sezon üzerinde olası etkilerine bakalım. Lucifer'ın Sam'den evet yanıtını alacağını biliyoruz çünkü bu dizide mutlu son görmedik hatırlayacağınız gibi. Hikaye kendi içinde olabilecek en kötü sonuçlarla devam ediyor genelde. Bu teoriden gidersek Sam'in sezon finalinde Lucifer'a evet demesi olası. Zaten Lucifer'ı yok edebileceklerini düşündükleri tek ihtimal de olumsuz çıktığından -diğerini saymıyorum bile, Castiel'in arayışı tek sezonla sınırlı kalacak gibi görünmüyor- yeni bir teori kurup ilerlemeleri yedi sekiz bölümle halledilebilecek bir şey değil, bu dizide görülmüş bir olay değil en azından. Altıncı sezonda da abi-kardeş savaşı olayına girecek gibiler lakin Sam'in gereksiz öfke yönü çok öne çıkmaya başladı son bölümlerde. Hele bir de haftaya yayınlanacak bölümün fragmanında göze çarpan Anna'nın geçmişe gönderilip Sam'i öldürme girişiminden, neredeyse Sam'in Lucifer'a evet diyeceğine eminiz artık.

Bu da böyle bir Supernatural yazısıdır işte, varsayımlara dayanan fakat genelde tutturmayı başardığımız tahminlerle kurulu. Dizi üzerine daha fazla yazı istendiği için kısa sürede iki yazı yazmak zorunda kaldık, ben artık dördüncü sezondaki zevki alamadığımdan günü gününe takip etmeyi bırakmıştım. Son bölümle tekrar havaya girdi sanıyorum dizi, neyse bekleyip görelim neler olacağını.

J.D. Salinger Vefat Etti!

2010/01/29






Çavdar Tarlasında Çocuklar adlı kitabıyla dünya çapında üne sahip olan Jerome David Salinger 27 Ocak tarihinde vefat etti. Salinger 91 yaşındaydı ve oğlunun yaptığı açıklamaya göre doğal sebeplerden dolay öldü. Salinger uzun zamandır münzevi bir hayat yaşayarak, normal hayattan elini ayağını çekmiş olmasına rağmen her zaman ünlü olmak istememsiyle ünlü olan bir insandı. Sessizce yaşadığı hayatı, sessizce son buldu.

1993-2010

2010/01/24


Yıllar geçiyor aradan, bu ülkede güvercinleri vurmazlar diyemiyoruz halen...

Supernatural, Altıncı Sezon Üzerine

2010/01/22


Supernatural takipçilerinin bölündüğü bir konuydu dizinin bir sezon daha uzatılması ve dedikodu nitelikli haberler resmi olarak onaylandı, en az bir sezon daha çekileceği kesinleşmiş oldu böylece. Kanal açısından pek de zor bir karar olmadı sanırım, zaten kaynaklarda kısıntıya gidilen bir dönemde elde iş yapan yegane yapımlardan birini, ne getireceği belli olmayan yenisiyle değiştirmek şu dönem için alınacak risk gibi durmuyor. Sorun kardeşleri ve Kripke'yi ikna etmekteydi ve bunu da başarmış gibi görünüyorlar. Şahsi fikrim altıncı sezonun apocalypse sonrası rebellious angel tayfasını ayıklamak rotasında ilerleyeceği yönünde. Castiel, Misha Collins de senaryoda çok daha etkin bir rol ile sürülecektir karşımıza.

Altıncı sezon haberinin yaratacağı en büyük sıkıntı ise olayın yeni bir Buffy the Vampire Slayer rolüne bürünüp yüzlerce bölüm devam edebilme ihtimali. Başlığa yön veren düşünce de buydu zaten. Beş sezonluk senaryonuz varsa tadında bitirin, uzatıp da "eskiden ne güzeldi" dedirtmenin alemi yok. Medium kazağa large yaka takarsanız bir yerden atacaktır görüntü.

Beşinci sezonu yarılamaya bir bölüm kaldı, haftaya 12. bölümün ardından bir yazı gelecek her şeyi toparlamak açısından.

Bloga Final Havası Vurdu!

2010/01/14


Malum uzun zamandır tek tük yazı atıyoruz bloga, nedeni tahmin edilebileceği gibi finaller dönemi içinde oluşumuzdur. Bol sancılı bu dönemde biraz ihmal edeceğiz burayı sanırım.

Blog Yazarlarına Göre 2009'un En İyi 50 Albümü

2010/01/11

Music Blog Zeitgeist'in 550 blog yazarının bireysel olarak oluşturdukları en iyi 10 albüm sıralamalarını bir araya getirerek ortaya koyduğu 2009 yılının en iyi 50 albüm sıralaması şöyle:

50) Mumford & Sons • Sigh No More
49) Brand New • Daisy
48) JJ • No 2
47) Kid Cudi • Man on the Moon: The End of Day
46) Neon Indian • Psychic Chasms
45) Fanfarlo • Reservoir
44) Manchester Orchestra • Mean Everything To Nothing
43) The Big Pink • A Brief History of Love
42) La Roux • La Roux
41) Monsters Of Folk • Monsters Of Folk
40) U2 • No Line On The Horizon
39) Paramore • Brand New Eyes
38) Muse • The Resistance
37) Bibio • Ambivalence Avenue
36) Converge • Axe to Fall
35) Arctic Monkeys • Humbug
34) Them Crooked Vultures • Them Crooked Vultures
33) Raekwon • Only Built 4 Cuban Linx 2
32) Miike Snow • Miike Snow
31) Wild Beasts • Two Dancers
30) Dan Deacon • Bromst
29) Sunset Rubdown • Dragonslayer
28) Mos Def • The Ecstatic
27) Andrew Bird • Noble Beast
26) Camera Obscura • My Maudlin Career
25) Fuck Buttons • Tarot Sport
24) Japandroids • Post-Nothing
23) The Horrors • Primary Colours
22) The Avett Brothers • I and Love and You
21) Wilco • Wilco (The Album)
20) Mastodon • Crack the Skye
19) Metric • Fantasies
18) St. Vincent • Actor
17) The Decemberists • The Hazards of Love
16) Florence + the Machine • Lungs
15) Flaming Lips • Embryonic
14) Pains of Being Pure at Heart • Pains of Being Pure at Heart
13) Atlas Sound • Logos
12) Bat for Lashes • Two Suns
11) Neko Case • Middle Cyclone
10) Girls • Album
9) Fever Ray • Fever Ray
8) Antlers • Hospice
7) Passion Pit • Manners
6) Yeah Yeah Yeahs • It's Blitz!
5) The XX • XX
4) Dirty Projectors • Bitte Orca
3) Phoenix • Wolfgang Amadeus Phoenix
2) Grizzly Bear • Veckatimest


1) Animal Collective • Merriweather Post Pavilion

Hadashi no Gen (Barefoot Gen)

2010/01/06

The Bombing Of Hiroshima As Seen Through The Eyes Of A Boy


Sene 1945. 6 Ağustos sabahı saat 08:15'te Amerikan pilotları, Hiroshima'ya bir atom bombası bıraktı. Bomba düştüğü anda 70.000-80.000 civarı insan (yani nüfusun yaklaşık %30'u) hayatını kaybetti. Bu rakam kadar insan da yaralandı. Gen ise şanslıydı. O ne ölmüştü ne de yaralanmıştı.

Film gerçek bir hikayeye dayanmıyor. Ancak filmde bombanın düştüğü an ve ardından oluşan mantar şeklindeki siyah bulut (ingilizce: mushroom cloud) o kadar gerçekçi çizilmiş ki animasyon filmi olmasına rağmen o anı izleyiciye hissettiriyor. Yönetmen Mori Masaki 1983 yapımı bu animasyon film ile tarihi bir çocugun gözünden izleyicilere yansıtıyor.

Konu olarak; baş karakter Gen'in atom bombası patladığı anda şans eseri kurtulmasını ve bomba patlamadan önceki ve sonraki toplumun halini işliyor. Ancak en can alıcı ve atom bombasının etkilerini anlayabilmek için görülmesi gereken sahneleri ise bombanın patladığı andan sonra, insanların aniden yanarak küle -hatta kül yerine toza- dönüşmesini göstereren sahnelerdir.

Küçük bir çocuk gözünden animasyon olarak anlatılan bu tarih konulu film, bombalamayı yaşayan bir insanın bakış açısını elde edebilmek için izlenmeli.



NOT: 1986 yapımı devam filmi olan Hadashi no Gen II (Barefoot Gen II) ile ilgili yorumlar daha sonra eklenecektir.

Soundgarden Yeniden!


Tam 12 yıl geçmişti dağılma kararı üzerinden ki grup bir araya geldiklerini açıkladı. Ayrıca Chris Cornell ve Kim Thayil de oluşumun içinde. Bir dünya turnesi hazırlığından da söz ediliyor, buralara da uğrarlar muhtemelen.