Uyarı!

Bu blogda sinema, kitap ve müzik ile ilgili yazılar bulabileceğiniz gibi; deli saçması üretimlerimizle de karşılaşabilirsiniz.

Yazarlar

Eskişehir'den Yasemin Mori Geçti

2010/04/29


Şaşırtıcı olarak bu yıl Yasemin Mori Eskişehir'de bir kez dahi sahne almamıştı. Eskişehir'in en iyi ses düzenine sahip mekanı 222 Park'ın aktivite takvimlerinde de ismini göremeyince artık ümidi kesmiştik lakin cumartesi günü gelen bir haberle dört gün sonra (28 Nisan'a tekabül ediyor) kendisinin Eskişehir Hayal'de sahne alacağını öğrendik. Hemen biletlere saldırıldı haliyle. İki vize yapan bölümlerde sınav haftası olacağından ilgi az olabilir diyorduk ama işi şansa bırakmadan çıktığı saatlerde aldık biletlerimizi ve konser saatini beklemeye başladık...

28 Nisan günü saat 21:00 gibi Mori sürecini başlattık. Mekana uğrayan arkadaşlarımız kapı açılış saatinin 22:15-22:30 civarında olacağını haber almış, biz de neyse diyip mekana girdik. Latin Bar'ın karşısındaki yuvarlak masaya kurulduğumuzda saat 22:15 falandı sanıyorum. Eskişehir'in havasını bilenler bu saatlerde nasıl felaket bir soğuğun vurduğunu da tahmin edebilirler. Kot montlar, deri ceketler ve mini etekler dondu tabii ki. Sonradan bir görevliye yaklaşıp tekrar sorduk, 22:30 dediniz halen hareket yok? Bir saat sonra açacağız kapıları demez mi! Bu arada da prova yapan Yasemin Mori'yi izliyoruz camdan, saçlarını yukarıda toplamış gayet rahat bir edayla sürdürdü provasını. Neyse diyerek iyice kalabalıklaşan bir güruha dahil olarak bahçede beklemeye devam ettik. Nereden geldiyse Star Wars'a geldi konu ve ben nefret ederim Star Wars'dan dediğimde sanki teröristmişim gibi bir tepki aldım arkadaşlarımdan, yapacak bir şey yok. Sonra Yüzüklerin Efendisi vs. Star Wars derken bizden biraz geride oturan biri "Abi ben uzmanım bu konuda, şu kitabın ilk baskısını okudum, bunu yedim bitirdim" diyerek girdi konuya... Bizde zaten soğuktan kaynaklanan bir brain lag durumu oluşmuşken üzerine gelen "uzman" yarım saat civarı kafamızı allak bullak etti heyecanlı anlatımı ve sekerek hareket edişiyle. Neyse ki bir saat daha bekleyeceksiniz diyen görevliler insaf edip kapıları açtı da konser mekanına geçebildik, bu arada sinir katsayısı duruma göre ani dalgalanmalar yaşayan bir arkadaşımız da "uzman" liseliyi haydi başka yere diyerekten savdı başımızdan.

Konserin verileceği mekana girdiğimizde saat 23:00 civarıydı sanıyorum. İki saat boyunca adını bilmediğimiz bir DJ, IAMX, Pink Floyd, Damien Rice, R&B şarkılar vs vs. çook karışık playlistinden seçmeler sundu bize. Mori sahneye çıktığında saat 01:00'e geliyordu. Kırmızı Başlıklı Kız'ın başlığını siyah olarak hayal edin, bu haliyle süzüldü sahneye doğru ve şarkısını söylerken başlığını çıkardı. Doğaçlama ya da yeni çıkacak albümden mi olduğuna karar veremediğimiz bir şeyler mırıldandı derken Aslında Bir Konu Var ile başladı konsere, Yeniler ile devam etti ve Kuzgun'a girdiğinde mekan iyiden iyiye uçmuş gibiydi. Kuzgun kesinlikle konserin en iyi performansıydı. Küçük megafonuyla birlikte sahnede bir yerinde durmadı ki fotoğrafını çekebilelim. Aptal dahil her şarkıda performansı yukarıdaydı Yasemin Mori'nin. Sadece bariton saksafon olmadan Bırak Bu Rock'n Roll'u pek tat vermedi, en sevdiğim Yasemin Mori şarkısının konserin en kötü şarkısı olması biraz can sıktı açıkçası. Kötü dediysek de iyilerin kötüsü yani..

Her şeye rağmen rezaletten de öte bir ses siteminde gerçekten çok iyi performans verdi Yasemin Mori. Sahnede yüzünün ortasına yansıttıkları ışıktan da çok rahatsız olduğu belliydi, hatta bunu bir şarkı sonrası dillendirdi "gözlerimi mahvettiniz" diyerek ve biraz olsun engellenmiş oldu ışık. Bir buçuk saat civarı sahnede kaldı, Hayvanlar albümündeki tüm şarkıları söyledi, iki (ya da konser başındaki doğaçlama dediğimiz kısmın çıkacak albümden bir şarkı olabileceği ihtimaline dayanarak üç) şarkı da yeniydi.

Konser bittiğinde bis istemeyen seyirci topluluğu da bildiğimiz salaklık ödülünü hak etti, en büyüğünü hem de. Sahne önüne yığılan ateşli üniversite gençliği dışında mekanın arka bölümlerinde gözüme çarpan orta yaşlı çiftler de vardı, Haşmet Babaoğlu'nun Yasemin Mori yazılarını onaylar nitelikte. Sonuç olarak beklentileri karşıladı mı derseniz, benim için hayır. Ses sistemi bütün konserin önüne geçti diyebilirim. Neyse artık, kısa bir süre sonra daha büyük bir mekanda tekrar göreceğiz kendisini sanıyorum ki. Ayrıca fotoğraf ve video çekebilmek için kendilerini heba eden Aybüke ve Cem'e de çok teşekkürler.

Yasemin Mori Eskişehir'de, 28 Nisan 2010

2010/04/28


Beklenen konser gerçekleşiyor. 28 Nisan gecesi 22:00'den itibaren Yasemin Mori Eskişehir Hayal'de sahne alıyor. Bilet fiyatları 10 TL! Evet doğru duydunuz, 10 TL. Bileti kapıdan temin etmeyi düşünürseniz de 15 TL ödeyeceksiniz, tabii ki bilet kalmışsa. Ayrıca bu fiyatlara bir içki (veya içecek, tercihe bağlı) de dahil. Sanıyorum ki az sayıda da olsa bileti kapıda satış için ayıracaklardır. Gece bir yazı atarız konser sonrası. Fotoğraflar falan da olur muhtemelen.

Faithless @ İstanbul, Bilet Fiyatları


17 Temmuz 2010 Faithless konseri detayları belli oldu. Maçka Küçükçiftlik Park sahnesinde olacak ikiliyi izlemenin bedeli sahne önünden 163 TL, normal biletlerde ise 66 TL olarak belirlenmiş durumda. Kapı açılışı 18:00.

12. Uluslararası Eskişehir Film Festivali

2010/04/26


Her yıl birbirinden iyi filmlerle seyirci karşısına çıkan Uluslararası Eskişehir Film Festivali, bu yıl on ikinci ayağıyla sinemaseverlerle buluşuyor. 1-11 Mayıs 2010 tarihleri arasında üç ayrı sinema salonunda sürdürülecek festivalde sadece film gösterimleri değil; workshoplar ve söyleşiler de gerçekleştirilmekte. Sinema Kültürüne Katkı Ödülleri de festival sırasında sahiplerini bulacak.

Anadolu Üniversitesi'nden çıkan yönetmenler de her yıl olduğu gibi festivalde yer alıyorlar. Beş Şehir, Nefes: Vatan Sağolsun, Babam Büfe ve Acı Aşk filminin yönetmenleri Levent Semerci, Taner Elhan, Meriç Demiray ve Onur Ünlü filmleri ile birlikte festivalin konukları.

Festivalin Onur Ödülleri bu yıl Zuhal Olcay ve Cüneyt Arkın'a gidecek. Bu iki isim de galadan itibaren festivale katılacaklar. Sinemaya Emek Ödülleri ise kısa filmciliğin usta ismi Hilmi Etikan ve Sadi Çilingir'e gidecek.

Sinema Kültürüne Katkı Ödülleri'nde ise büyük bir çekişme yaşanacağa benziyor. Kazananların açılış töreninde açıklanacağı ödül kategorilerinden bazıları ve adaylar şu şekilde,

Yönetmen Sineması dalında; Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz ve Derviş Zaim.

En İyi Sinema Kitabı dalında; Biyografi 8: Türkan Şoray adlı eseriyle Ayşegül Yaraman, Türk Sinemasında Akımlar - Dünya Sinemasında Akımlar adlı eseriyle Esin Coşkun, Suskun Sinema Yazıları ile Osman Tatlı, Senaryo Yazıları ile Öktem Başol, Belki Şehre Bir Film Gelir adlı eseriyle Suat Köçer.

Festivalde gösterimi yapılacak filmlere değinmek gerekirse; ülkemizde Şark Oyunları ismiyle gösterime giren Eastern Plays, Cennet Kapıda ismiyle gösterime giren Eden a l'ouest, Anadolu'nun Kayıp Şarkıları, Capitalism : A Love Story, Crazy Heart - Çılgın Kalp, Vavien, Kosmos, animasyon Fantastic Mr. Fox, Beş Şehir, Looking for Eric, gayet şaşırtıcı gelişen Kara Köpekler Havlarken, Gözlerindeki Sır - El Secreto de Sus Ojos, Kıskanmak ve Bal öne çıkıyor. Diğer filmlerin çoğunu izlemediğim için diğerleri hakkında fikir belirtemiyorum ama yukarıda bahsettiklerim kaçırılmaması gerekenler.

Şimdilik hepsi bu kadar. Festival programına ve diğer filmlere şu linkten ulaşabilirsiniz.

Kabus Dönüyor!

2010/04/25


Şu günlerin gençlerinin ve orta yaşlılarının pek çoğu parmaklarının ucuna kağıt külahlar takarak etrafa göstermiştir ben Freddy oldum diye ama asıl Freddy'nin yeniden ortaya çıkmasına bir haftadan az bir süre kaldı. Nightmare on Elm Street, 30 Nisan'da sinemalarda. Türkiye'deki vizyon tarihi ise 21 Mayıs 2010. Yani bir süre daha bekleyeceğiz, en azından ilk kez sinemada izlemek isteyenlerimiz, ehem... Öyleyse hatırlayalım,

One, two... Freddy is coming for you
Three, four... Better lock your door
Five, six... Grab your crucifix
Seven, eight... Better stay awake
Nine, ten... Never sleep again!

Hammer of the Gods'ın Ardından

2010/04/23


Supernatural tarihine geçen bir bölüm yayınlandı dün gece. Beşinci sezon on dokuzuncu bölüm, Hammer of the Gods, senaristlerin muhteşem bir oyunuydu izleyiciye...

Hindu pagan tanrısı yüce baltalı Ganesha, İskandinav mitolojisinin ve paganizmin en büyük tanrısı Asgard hükümdarı Odin, yaşam enerjisini kontrol eden Hindu tanrıça Kali, ölülerin hükümdarı Baron Samedi, Sheng Xun, bilinmeyene doğru giden yolu gösteren Mercury(ki çok ezik bir karakter olarak yansıtmışlar cık cık), Odin'in oğlu Baldur(Balder); neredeyse tüm güçlü pagan tanrıları bu bölümde dizinin konusu oldular. Dean ve Sam Winchester kardeşleri yem olarak kullanarak insanlardan çok uzun zaman önce hüküm sürmeye başladıkları dünyalarının yok olmasını engellemekti amaçları. Plan mantıklı görünüyordu, Pagan tanrılarının en kuvvetlilerinden oluşan bir ölüm mangası da Lucifer'ı durduramayacaksa kim durduracaktı? İşte burada da devreye bir baş meleğin girmesi gerekiyordu, Gabriel. Baş meleğin kılıcı Lucifer'ı yok edebilecek yegane silahtı belki de. Pagan tanrıları da Winchester kardeşleri kullanarak Lucifer'ı ortama çekecek ve üzerine çullanacaklardı lakin bahsettiğimiz Lucifer olunca ortalık biraz kırmızıya boyandı tabii ki.

Tüm bunlar olurken Castiel ve Adam nerede bilinmiyor tabii ki, "baylar-bayanlar, Tanrı'yı bulduk" diye ortaya çıkarlarsa seyreyleyin gümbürtüyü. Altıncı sezona dair tüm teoriler yıkılır. Lucifer gitti, Michael gitti, demon tayfası gitti, melek tayfası gitti... Ne kaldı senaryodan devam ettirilebilecek? Muhtemelen dünyanın çeşitli bölgelerinden efsanelerle devam eder dizi ki bu da Winchester kardeşleri "Buffy"leştirir. Pek olası değil yani...

Sonuç olarak altıncı sezona yönelik büyük de bir fikir verdi 05x19, sanırım Lucifer'ı avlama olayını bir sezon daha uzatıyorlar. Buna gerçekten çok sevindiğimi söyleyebilirim çünkü Lucifer'dan hiç aşağı kalır bir yanı olmaması gereken atlılardan Death tek bölümde al aşağı edilseydi büyük skandal olurdu. Kendisine bir sezon finalini yakıştırmaktayım şahsen. Neyse, yavaştan sezon finaline doğru yol alıyoruz. Muhtemelen ara falan da verirler yakında, o zamana dek netleşmiş olur genel görünüm.

Ozzy Osbourne @ İstanbul, 30 Eylül 2010

2010/04/13


Artık her ismin Türkiye'ye getirilebileceğine ikna olmuş durumdayız. Temmuz ayında çıkacak yeni albümün ardından Ozzy Osbourne de Turkcell Kuruçeşme Arena sahnesinde Türk izleyicisiyle buluşuyor.

Because Management Says So...


HBO diziye son vereli yıllar oldu ama herkesin içinde bir uktedir serinin devamı. Başka bir kanalda yeni sezonlar, bir tv filmi, bir roman ya da çizgi roman serisi... Sadece havada kalan parçaların birleştirilmesiydi istenen. Bu gerçekleşmeyince de zaten dizinin yarım yamalak bir finalle bitirilmesine içerleyen takipçiler farklı ortamlarda organize olup tepkilerini dillendirdiler. Son sezonu 8 Emmy Ödülü adayı olan bir dizi için seslerini yükselttiler ancak tüm bu çabalar bölüm başına 4 Milyon $ maliyetli diziyi geri getirmeye yetmedi.

Sonlandırılan bir dizinin ardından fanların bu derece yüksek bir ses çıkarması olayı sanıyorum sadece Futurama için yapıldı daha önce ve yıllar sonra dizinin yayına dönmesi ile son buldu. HBO ise elindekinin altın olduğunun bilincinde, dizinin haklarını ne büyük yayınevlerine, ne Marvel Comics'e ne de film yapımcılarına satmaya yanaşmadı tekliflere karşın. Elindekini kullanmıyor ve başkasına da vermiyor, bildiğimiz huysuz çocuk hareketleri...

Yazarlar ellerinde 50 bölümlük bir hikayenin bulunduğunu söylüyorlar, dizinin son iki-üç bölümüne koca bir sezonun sıkıştırıldığı da net bir şekilde görülmekte. Hal böyleyken bir yapım nasıl heba edilir en güzel örneklerindendir Carnivale. Sanıyorum böyle bir yapım hakkındaki yazıya başlık olacak kelimeler dizinin kilit rollerinden Samson'ın ağzından dökülenlerdir, biz de bu şekilde değerlendirelim. Artık geri dönme ihtimali olmayan bu yapımı belki ileride roman olarak görürüz raflarda, daha fazlası değil.

Mary and Max

2010/04/12



Uzun bir ara vermiştim filmlerle ilgili yazmaya. Çünkü yetişemiyorum, daha doğrusu hangi filmle iligli yazmak istediğime karar veremiyorum. Bu ara bir kararsızlık var üzerimde, sormayın gitsin. Animasyon film müptelası biri olarak, yeniden bir animasyon film üzerine yazmaya karar verdim. İşte Mary and Max.








Sometimes perfect strangers make the best friends.



Küçük çocukken kahramanlar yaratırız kendimize. Bazen hayali kahramanlarımız olur, bazen ise kahramanlaştırırız etrafımızdaki. Öyle bağlanır öyle kendimizi kaptırırız ki onlara, gerçeklik ve yanılsama arasında gider geliriz.



Bir heycandır aslında bir mektup arkadaşı edinmek çocuklar için. Başka bir dünyayı görmeye çalışmak kelimerle. Anlamaya ve kavramaya çalışmak farklılıkları. Yargılanmadan karşındakine içinden geçenleri yazabileceğini bilmektir mektup arkadaşı edinmek. Ve Mary de öyle yapar.

Mary, yabancının hayatına apansızın giriverir. Basit, masum ve çocuksu bir mektupla başlatır ömür boyu süren macerasını. İki apayrı insan arasında bir arkadaşlık girişimidir Mary'nin yaptığı ve karşılıksız da kalmaz. 8 yaşındaki Mary ile 44 yaşındaki Max mektuplarıyla 20 yılı, 2 kıtayı ve 2 farklıinsanı birbirine bağlarlar.

Öyle bir film ki, masum ama tecrübesiz değil. İzleyiciyi kasti olarak arkadaşlıkları sorgulamaya itiyor. Günümüz yaşamının sorunlarından bir derleme yaratılarak siyah, beyaz ve kırmızı renklerin ağarlıklı kullanıldığı film, animasyon olmasına rağmen buram buram gerçekçilik kokuyor.


Can acıtan yalnızlıklar, tabu konuların sorgulaması (din ve cinsellik gibi), aşk, yaşam ve ölüm. Bu filmde ne ararsanız var.

Anathema Türkiye Turnesi, Mayıs 2010

2010/04/11


Artık kendilerini bir yerli grup edasıyla karşılıyoruz şehirlerde çünkü çaldıkları mekanları en az bizim kadar iyi tanıyorlar. Bu kaçıncı ziyaretleri bilemiyorum ancak son olmayacağı kesin. Anathema, yeni bir Türkiye turnesi için hazırlanıyor. Türk dinleyicilerin grubun en sadık dinleyici gruplarından biri olduğunu kanıtlar şekilde yılda en az bir turne gerçekleştiriyorlar yurdumuza. Turne Antalya'dan başlayıp, İzmir'de sona erecek. Program ve mekanlar aşağıdaki gibidir;

3 Mayıs Pazartesi, Atatürk Kültür Parkı - Antalya. Ücretsiz. Antalya BŞB Gençlik Etkinlikleri.

5 Mayıs Çarşamba, 222 Park - Eskişehir. Tam 22,5 TL, Öğrenci 17,5 TL

6 Mayıs Perşembe, Resimli Bar - Bursa. Tam 34 TL, Öğrenci 29 TL

7 Mayıs Cuma, Refresh The Venue - İstanbul. Sahne Önü 54,5 TL, Normal 39,5 TL

8 Mayıs Cumartesi, Ankara Gösteri ve Kongre Merkezi. Sahne Önü 54,5 TL, Normal 39,5 TL

9 Mayıs Pazar, Soyer Kültür ve Sanat Fabrikası - İzmir. Sahne Önü 54,5 TL, Normal 39,5 TL


Efes Pilsen One Love Festival Detayları Açıklandı

2010/04/08

Efes Pilsen One Love Festival detayları açıklandı.

İşte festivale katılan gruplar:
  • GROOVE ARMADA
  • THE TING TINGS
  • DE LA SOUL
  • THE WHITEST BOY ALIVE
  • WILD BEASTS

Festival, 19-20 Haziran’da Santralistanbul’da gerçekleştirilecek ve bu yılki organizasyon ile birlikte dokuzuncu kez müzikseverlerle buluşacak. Festival alanına girişler saat 14:00 itibariyle yapılabilecek. Bilet fiyatları ise; TAM: 50,00 TL ÖĞRENCİ: 33,50 TL

16

2010/04/05


Kurt Cobain'in ölümü üzerinden bugün tam olarak 16 yıl geçti. Günümüz yirmili yaş neslinin büyük bir çoğunluğunun kulaklarına gürültüyü ilk çalan isimlerdendi kendisi, diğer yandan artık Metallica ve diğer pek çok "baba" grubun da yaşadığı küçük görülmenin müzdaribi. İki yeni grup keşfedenin "yaa ne Nirvana'sı, Metallica'sı" haline geldiği zamanlarda değeri bilinenlerce halen el üstünde tutuluyor tabii ki. "Bu albümü çocuklara, torunlara saklamak lazım" düşüncesine dahil grubun frontmani; yaptığın müzik çok değişti be abi. Neler oldu bir bilsen...

The Cranberries, Konser Detayları


The Cranberries konserlerinin detayları netleşmeye başladı. İstanbul ayağı Maçka Küçükçiftlik Park'ta. Bilet fiyatları ise normal bilet 78 TL, sahne önü ise 165 TL olarak belirlenmiş durumda. Çeşme ayağının detayları ise henüz netleşmedi, bir gelişme olduğunda bu postu yukarı çekeriz.

19/20 Haziran 2010, Efes Pilsen One Love Festival @ İstanbul

2010/04/01


Artık bir klasik haline gelen, her yazın açılış festivali Efes Pilsen One Love Festival 9uncu kez tekrar İstanbul'da bizlerle buluşuyor. 19 & 20 Haziran tarihlerinde, Santralistanbul' da gerçekleşecek olan festivalde yer alacak olan gruplar ile ilgili henüz açıklama yapılmadı. Konser detayları ve bilet fiyatları ile ilgili henüz bir haber yok. Beklemedeyiz...