Uyarı!

Bu blogda sinema, kitap ve müzik ile ilgili yazılar bulabileceğiniz gibi; deli saçması üretimlerimizle de karşılaşabilirsiniz.

Yazarlar

Tanıyalım Tanıtalım'da Black Mirror

2013/04/22

Hep aynı temalarda işlenen dizilerden sıkılıp arayışa girdiğimde karşıma çıkan bir diziyi sizlerle paylaşmak istiyorum; Black Mirror.



Günümüzün kaçınılmaz mecralarından sosyal medyanın hayatımızı nasıl etkilediğinin aslında çok fazla farkında değiliz, ya da farkındayız ama bunun ne kadar kötü bir yanı olduğunu bilinçli olarak göz ardı ediyoruz.

Biz göz ardı etsek de Black Mirror'da edilmiyor. Aslında üzerine baya konuşulabilecek bir dizi. Çünkü her bölümü farklı bir yönetmen tarafından, farklı bir oyuncu kadrosu ile ekrana taşınan hatta her bölümünün uzunluğu bile değişen bir dizi. Alışılmışın çok dışında. Her bölüm bir kısa film tadında ve arka arkaya izlenemeyecek yoğunlukta.

İnsanı düşündürten pek çok yanı var dizinin. Bilinçsiz tüketim toplumunun bilgi saçımının ne noktalara varabileceğini gözler önüne acımazsız bir şekilde açıkça ortaya koyarak çok önemli bir noktaya ayak basıyorlar. Sosyal medyanın bizi yönettiği, şekillendirdiği, iyi/kötü bilgilendirdiği bu sonsuz ve kesintisiz bilgi akışının ortasında biz kendimizi yapaylığa ne kadar kaptırıyoruz? Bunu kendimize hiç soruyor muyuz? Sosyal ağlardan uzak durmanın iyi olacağı bilincinde olmamıza rağmen hangimiz merakla başkalarının facebook profillerine gizlice bakmıyoruz? Bunların hepsi çok doğru ve bir yandan da çok acı. Çünkü hepimiz yapaylaşıyoruz ki bu da kaçınılmaz sonumuz oluyor.

Her bölümünden ayrı bir ders çıkarabilir Black Mirror'ın. Dizinin adını neden Black Mirror koymuşlar bilemiyorum, ancak hayatımızdaki onca kara ekranın kara birer aynamız olduğu yorumunu yapamadan duramadım. Ekranlardan kopabiliyor muyuz? Hayır. Eleştirsek dahi televizyon, bilgisayar, telefon, reklam panoları vs.vs. O kadar çok ekran var ki hayatımızda, artık hayatı ekrandan yaşıyoruz. İşte tam da anlatmak istedikleri nokta bu bence. İzleyin, bakalım sizin çıkarımınız ne olacak.