Uyarı!

Bu blogda sinema, kitap ve müzik ile ilgili yazılar bulabileceğiniz gibi; deli saçması üretimlerimizle de karşılaşabilirsiniz.

Yazarlar

Şöyle Oldu Böyle Oldu - 13

2010/05/12


Uzun zamandır yazmadık bu seriye. Zamanı gelmişti, neler olup bitiyor biraz karalayalım...

Mart ayı sonundan bu yana yurdum bürokrasisi ile iç içe yaşamaktayım, hem de her gün. Bir belgeyi kaç yere imzalatmanız gerektiğini tahmin bile edemezsiniz. Gözünüze çok ciddi ve olmazsa olmaz görünen bir evrak tek kürsüde imzalanırken; saçma salak bir belge için otuz yere imzaya koşuyorsunuz. Peki bu imza, belge, evrak nereden çıktı bunlar diyorsunuz duyuyorum; Erasmus olayına bulaştım sayın okur. Eylül ayında selametle der giderim...

Süreç başlangıcında önemli olan noktalardan ülke seçimi esnasında yapılan derin araştırmalar sonucunda kazanan İspanya oldu. Zaten üç tercih yapmıştım, Bilbao, San Sebastian ya da Lizbon. Bunlar olmazsa bana bir daha gelmeyin, başka yeri istemiyorum diyerek rengimi de belli ettim tabii ki. İlk ikisi aynı üniversitenin farklı kampüsleri olduklarından birine kabul edildiğimizde diğerine de kabul edilmiş sayıldık. Puanımızın katkısıyla okyanusun kıyısındaki cennet köşesi San Sebastian'dan bir yer kaptık. Yazının fotoğrafı da bu güzide Bask şehrimizden bir görüntüdür. Muhtemelen 10 ay civarı misafiri olacağım San Sebastian'ın, döndüğümde de okul bitmiş olacak ve en büyük asker bizim asker =)

Konser olaylarına hiç girmiyorum, her geçen yıl bir öncekini ikiyle üçle çarpar hale geldik. Ac/Dc ve Iron Maiden da getirildiğinde olay bitmiş, Türk seyircisinin kayışı iyiden iyiye kopmuş olacak. Arada bir Interpol de fena olmaz diyorum ben, yeni albüm de gelirken bir festivalde araya sıkıştırılabiliyorsa çok çok iyi olur.

Bu arada Fenerbahçe'ye değinmeden de olmaz, her branşta şampiyon olunur mu arkadaşım, ne yapıyorsunuz siz?

Eskişehir çok sıcak. Hani tamam mevsim normalleri falan bunları geçtim de çok sıcak öyle böyle değil. İşin enteresan yanı gündüz ve gece arasındaki sıcaklık farkı da halen mevcut, gece 4 olunca "yorganı nereye koymuştuk ya" diye gezebiliyorsunuz evin içinde. Hal böyle olunca gece dışarı çıkarken çok dikkatli olunmalı, diyoruz ama kendimiz dikkat ediyor muyuz acep? Hayır, Yasemin Mori konserinin gecesi şifayı kapmış ve hatırladığım kadarıyla çocukluğumdan beri ilk defa bir hastalığı bu kadar uzun yaşamışımdır. Abartısız bir hafta aynı şiddette öksürdüm. Bir ara çıkarıp alıyım dedim boğazı da teknik olarak mümkün değil işte...

Neyse sevgili okurlar... Dicle ve ben bu yıl kafa kaşıyacak zaman bulamıyoruz desek yalan söylemiş olmayız. Etkinlik haberlerini anında ve genelde pek çok yerden önce geçiyoruz yine de, serilerde problem var o da okullar hafifleyince hallolacaktır. Bir dahaki Şöyle Oldu Böyle Oldu yazımıza dek kendinize dikkat edin, üşütmeyin.

1 Yorum:

Adsız dedi ki...

San Sebastian mıı?Şanslısın.


Doğa