Son yazımın üzerinden altı ay kadar geçmiş. Dönüşü en sevdiğim seriyle yapmak istiyorum ve şekil gözetmeksizin yazdığımız bir "Şöyle Oldu Böyle Oldu" yazısına daha giriş yapıyorum. Bu arada blog görünümünü de değiştirmiş bulunuyoruz. Görüşlerinizi yorum kısmına iliştirebilirsiniz.
* İspanya olayı tam bir fiyasko oldu. Şubat civarı dönmemiz gereken yerden, Eylül ortası döndük. Yaşasın Türk bürokrasisinin yavaşlığı ve İspanyol bürokrasisinin über yavaşlığı.
* Okul bitmek üzere, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Sana geliyorum kışla, sana geliyorum ofis.
* Dicle de yazmamış ben yazmazken. Onu da suçlayın.
* "Soda + elma suyu --> Arjantin Bardak" teorisi geri döndü. Hem de kış ortasında.
* Eskişehir çok soğuk. On dakika yürüyünce kulaklar donuyor. Neden bere takmıyoruz, çünkü saçımız bozuluyor arkadaşım.
* Komedi Dükkanı dünyanın en gereksiz, en saçma, en mierda programı.
* Beyaz Show halen yayında. Evet biliyorum siz de çok şaşırıyorsunuz.
* 2011'den neler bekliyorsunuz gibi bir soru sordular bana doktorlarda gezinirken yerel televizyon için; "beyaz tenli ve siyah saçlı biri olsa hiç fena olmaz" demiştim. Halen cevabımı televizyonda yayınlamadılar aşk olsun. Kaçırmışsam da bana aşk olsun.
* Erdek'i özledim. bildiğin özledim. Bu yıl tatil yapamadım belki de ondandır. Seni çok daha iyi anlamaya başladım çalışan insan.
* TnK çok iyi bir grup olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
* Revolters bir Türkiye turnesine çıksa mesela, Bahar Şenlikleri öncesi şöyle...
* Galatasaray Culio diye birini almış. Molly beklemede, Yumurcak Tv panikteymiş.
* Tramvay pahalı. Bir şeyler yapsınlar şunun için.
* Gondollarla ulaşım başlamış galiba Eskişehir'de. Porsuk donsa...
* Beer Park diye bir mekan var güzel olmuş.
* Ne güzel bir kitaptın Timbuktu.
* Yeni yazar alımından sonra sözlük çok bozuldu (geleneği bozmayalım).
Eyyorlamam bu kadar. Bir "Şöyle Oldu Böyle Oldu" yazımızın daha sonuna geldik. Blog artık işleyecek. Bu kadar uzun bir ara vermek durumunda kaldığımız için özür dileriz.