Eurovision 2009'du Cumartesi aktivitemiz. Akşam saat 6'ya kadar gece dışarı çıkarız hazır haftasonunu bulmuşken diye konuşuyorduk fakat Eurovision'un o nefretle birlikte gelen merak duygusunu aşamadık. Türk vatandaşı olan herkesin genlerinde muhakkak vardır Eurovision merakı, tü kaka desek bile "aa eblekler 10 puan verdi, bir de komşu olacaklar 8 ne ola ki" diye yorum yaparız televizyon karşısında.
2009 finalinde yarışacaklardan sadece bizim şarkıyı dinlemiştim her yerde çalmasına paralel olarak, Eurovision konsepti de az çok belli olduğundan diğer şarkıları dinlemeden "ilk beş olur sanırım" yorumunu yapabiliyorduk. Neyse program başladı, biz şarkıların ilk 10 saniyesinden sonra Real maçına geçer olduk. "X Faktörü"nden dolayı Estonya, İzlanda, Azerbaycan ve Ukrayna bizden tam puan aldı. Özellikle Estonya, direk Ayrık Vadi'den bir elfle katılmış gibiydi, bambaşkaydı gerçekten. En çok da Yunanistan'a güldük, yürüyüş bandı tarzı aletin üzerinde zıpladıkça "yan bassa da bileğini falan burksa, düşüp kafayı gözü patlatsa" diye bekledik ama nafile. Almanya'yı da bekledik tabi von Teese faktöründen dolayı ama oldum olası nefret ettiğim kişilik hakettiğini buldu, çok da güzel oldu. Şarkı daha fazla puan alabilirdi o da başka bir konu. Yarışmanın başından beri en çok beklediğimiz isim Alexander Rybak'dı diyebilirim. Shire'dan tez gelmiş bir hobbit edasıyla daldı sahneye, yanında kültür fizik hareketleri yapan kırıklar olmasaydı daha bile fazla puan alabilirdi. Beğenmeyen de çokmuş ama sözleri değil de müzik çok hoşuma gitti ne yalan söyliyim. Bunun ardından gelecek yıl İzlanda'dan Sigur Ros hamlesi bekliyoruz. Bu arada Patricia Kaas güzel bir güle güle dedi bu yarışmayla sanırım, daha fazla puan almalıydı kesinlikle.
İkinci olan ilk kaybedendir derler fakat İzlanda kendini birinci sayabilir, Norveç kategori dışı kalmış bir puan aldı çünkü. Bilmiyorum rekor kaç puan fakat bu sonucun ardından güzel kızlar kadar şirin erkeklerin kullanıldığı şarkılar sanırım daha da artacak gelecek yıllarda. Biz de yine oryantal temalı ve ezgili şarkılara devam ederiz, batı zaten gayet güzel yiyor bu konsepti. Neyse, bir yıl kafamız rahat artık.