Lise yıllarında tanıştığım iki müzik grubunu hep diğerlerinden ayrı tutmuşumdur; REO Speedwagon ve Iron Maiden. "En asil duyguların" gruplardır bunlar. "Onu dinlemem, şunu dinlemem, öyle müzik olmaz" insanları için Iron Maiden bir "Metalika" grubudur. Fazlası da olmasın zaten. REO Speedwagon ise başka bir şey. Bambaşka hem de... Zamanın birinde Erasmus nedeniyle Türkiye'de olması vasıtasıyla tanıştığım ve ardından "sevgili olmak" aşamasına geçebildiğimiz bir kişi REO Speedwagon'dan "self updater" olarak söz ederdi. İlk duyduğumda gülmüştüm ama düşününce hak verdim.
Müzik konusunda olduğu gibi, diğerlerinden ayrı tuttuğum filmler, kitaplar, televizyon programları, gazeteler ya da ne biliyim parfüm markaları da oldu. Herkesten başka olan arkadaşlar da oldu hep, hani dostum demezsin ancak zor zamanında yanında bitiverirler. Bunların hepsi somut şeyler yani nedene bağlayabiliyorsunuz sevginizi, bağlılığınızı veya saygınızı. X harika bir film çünkü....... ya da Z çok iyi bir arkadaş çünkü..... gerçi arkadaşlıkları karşılıklı çıkara dönüştürmek gibi oldu bu söylem ancak anlatmak istediğim kesinlikle nedenlere bağlı olduğu çoğu duygunun. Durup dururken kimseyi/herhangi bir şeyi sevemezsiniz sonuçta. Bunları neden mi anlattım,
çünkü platonik izlenimlerimiz devam ediyor...
Bu kez sorun, her şarkıdan anlam çıkarmak ile ilgili. Öyle bir durum ki, evde Teoman'ın rüzgar gülünü bile dinleyemez olduk. Kendi evimizde misafir muamelesi görür durumdayız, ev işleri dışında tabi. Çünkü platonik arkadaşımız ölene kadar yemek değil depresyon butonuna basan laboratuar farelerinden. Uzun zaman oldu bir de, hani doktorluk falan mı bu olay çözemiyorum. Ne acaip şeymiş anlamadım gerçekten. Aylar oldu yahu...
Geçtiğimiz hafta ciddi ciddi konuşma fırsatı buldum kendisiyle, bu yazının ilk iki bölümünü aynen olmasa da aşağı yukarı bu şekilde kendisine anlattım. Aynı şeyler değil tabii ki, ilişkiler bu bahsettiklerimden çok daha fazla sorumluluk gerektiriyor. Konuştuk, bir neden aradık ama bulamadık, pek çok şey saydık tabi. Sık sık göz göze gelmeler ya da sürekli aynı yerlerde bulunuluyor ve bir süre de olsa gözden uzak kalınamıyor gibilerinden. Acaip bir cümle olmuş bu arada. Neyse, sonuca gelelim, kocaman bir hiç. Neden yok, sonuç yok, bir plan bir düşünce yok. Öyle gidiyor işte. Sonradan, sen anlat ben hiç kesmiycem diyince açıldı kapı, bizim fare başka butonlara da gitmeye başladı,
"Abi zaten nedenini bilsem engelliycem, kaç yaşına geldik sonuçta tanıyorum kendimi o kadar ama bir nedeni gerçekten yok. Salak gibi gülüyorum onu görünce, gittikten sonra da kendime kızıyorum neden bu kadar eziyet ediyorum kendime diye."
Tam bunları söylemese de benzer şeyler. Cidden çocuk değil bahsi geçen insan ve bu olaya kadar da istediği şeyleri genelde elde etmiş biriydi. Belki de sorun ilk defa reddediliyor olmanın ezikliğidir hı? Kendi self updaterını arıyordu belki de.
Düşündük tabi bunu da,
Engellenebilecek bir şey değil gibi görünüyordu. Ben de artık daha kötüsü olamaz nasılsa diye düşünüp platoniğe maruz kalan (caanım Türkçe) kız ile konuşmaya gittim.
"Böyle böyle bir durum var ve sen de farkındasın. En azından karşına alıp da bir konuşsan. Dinlesen bir şunu... Kız ne desin, her şeyin en başından beri farkındayım ama olaylar biraz karışık :) "
Bizarre Love Triangle diye bir şarkı vardı çok da eski değil. Meğer kız da platonikmiş ama hedefi farklı, bizim platonik arkadaşımızın bu yıl tanışmış olmasına rağmen çok çok iyi tanıdığı birisi.
Bunu öğrenen platonik arkadaşımız şimdi çok daha rahat. Somebody Else's Lover şarkısı da en çok eğlendiği şarkı oldu bu arada. Alarm melodisi yaptı bunu arıza kişi. Böylece imkansız olgusu somut bir düşünce olarak belirdi önünde. Kendisi için bir fırsat yarattı böylece atabilmek için aklından.
Sonra ne mi oldu, artık benim sorunum sanırım. Biraz uzaktan da olsa....
-(Umarım) SON-
1 Yorum:
Arkadaşımın aşkısın şarkısı daha uygun.
Doğa
Yorum Gönder